İstanbul’un en değerli meselelerinin başında trafik geliyor.
Trafik probleminin tahlili için en kıymetli alternatiflerin başında ise bisiklet kullanımının yaygınlaşması gösteriliyor.
Bu kapsamda İstanbul’da çok sayıda bisiklet yolu var.
Bisiklet yollarının en kıymetli sorunu ise, yolların otopark olarak kullanılması. Bisiklet yolları arabalar hatta TIR için bile park yerine dönüşmüş halde. Yaşanan işgaller nedeniyle bisiklet yolu kesintiye uğrayınca, bisiklet kullanıcıları da trafiğe girmek zorunda kalıyor.
Gaziosmanpaşa’da ve Caddebostan’da yeni yapılan Prof. Dr. Hulusi Behçet Caddesi’nde de durum tıpkı. Arabalarla ilgili önlemlerin alındığı noktada ise motosiklet şoförleri bisiklet yollarını kullanıyor. Cezaların da caydırıcı olmaması nedeniyle bisiklet yolları işgalden kurtarılamıyor.
“AĞAÇ KESMEK İLE BİSİKLETLİYE MAHZUR OLMAK ORTASINDA FARK YOK”
Bisikletliler Derneği Genel Lideri Murat Suyabatmaz, bisikletlinin yolunu engellemenin ağaç kesmek ile bir olduğunu belirtti.
Suyabatmaz, “Bisiklet yolları, çağdaş bir gelecek için tahlil ortağı. Hem iklim değişikliğini durdurmak, hem teneffüs ettiğimiz hava kalitesini uygunlaştırmak, hem daha az zehir solumak daha doğrusu hem bu ortada tasarruf yapmak için yararlı. Bu kadar yararlı bir şeyin toplumun büyük bir kısmı farkında değil. Şayet bisikletlinin yoluna park ederse aslında kendi bindiği kolu kesiyor. Bisikletli o yolu kullanamadığı için otomobile bindiğinde trafik daha çok sıkışıyor. Ne kadar çok bisikletli olursa trafik o kadar rahatlayacak. Toplum bunun farkında olmayınca doğal olarak bilinçsiz halde neye ziyan verdiğini bilmiyor. Ağaç kesmek ile bisikletliye mani olmak ortasında fark yok. Aslında tıpkı şeyi yapıyoruz. İklim değişikliği için karbon salmayan bir aracı engelliyoruz. Bisikletli sayısı çoğalırsa onun yoluna park etmezsek, iklim değişikliği için bir şeyler yapmış oluruz.” diye konuştu.
“KAMU SPOTLARI YAPIP BİSİKLETLİNİN HAKLARI TOPLUMA ANLATILMALI”
Kamu spotlarına dikkat çeken Murat Suyabatmaz, “Bunun için aslında yapılması gereken en hakikat şey kamu spotları. Mahallî idarelerin bunu kamu spotu yapması gerekiyor. Bisikletin ne kadar sağlıklı, çevreci, ekonomik olduğunu dünyaya ne kadar yararlı olduğunu anlatacak. Hem de devletimiz birebir yaya geçitlerinde olduğu üzere kamu spotları yapıp bisikletlinin haklarını topluma anlatmalı.” tabirlerini kullandı.
“Biz yaya geçitlerini daha yeni öğrenmiş toplumuz. Ceza konusunda kimileri zabıta baksın diyor, kimileri polis baksın diyor. O yüzden tam net olmadığından maalesef ceza konusunda yaptırımlar yetersiz.” diye konuşan Suyabatmaz, çok önemli bisiklet yolu ihlalleriyle karşılaştıklarını da söz etti.
Suyabatmaz, şöyle devam etti:
“Avrupa Birliği ile ilgili eşit yasalar diyoruz. Bisikletlilerin bu hakları maalesef çok eksik ve yetersiz. Avrupa Birliği seviyesine getirilse aslında rahatlayacağız. Bu mevzuda Avrupa’da şayet bir bisikletlinin haklarını ihlal ediyorsanız ehliyetinize bir el konulabiliyor. Bisiklet yolunda yaya yürüdüğünde şayet bir kaza olursa tazminatı yaya ödüyor. Türkiye’de bunlar şimdi yok. O denli olunca da herkes istediği yerde yürüyor.”
