Kendimizi gerçekleştirebilmemiz için uzun yıllar yoğrulmamız gerekebiliyor. Türkan Fragrances’ın seyahati, 30 yıllık mesleği boyunca farklı alanlarda kullandığı tasarım yeteneğinin aslında çocukluğundan beri ilgi duyduğu koku dizaynına bir baht vermesiyle, Türkan Doğrulatan Turan’ın hayaliyle başlıyor.
Doğanın özlerinin bir ahenk içerisinde birleşmesindeki mucizevi beraberlik ve ahengi, Türkan Fragrances esanslarına taşınıyor. Herkesin kendine yakın hissedebileceği farklı koku dizaynları hayat bulurken, bu hayali gerçekleştirmek için kokuların ortaya çıkmasındaki simya üzere 3 bayan büyük bir heyecanla bir ortaya geliyor. Türkan Doğrulatan Turan, tasarım ve üretim sürecinin; M. Pınar Bayoğlu, finans ve satış kanallarının; Beste Yazman ise markanın tüm dijital&konvansiyonel pazarlama dünyasının yaratılmasını ve idaresini üstleniyor. 18 ay süren bir ar-ge ve üretim devrinin sonunda Ekim 2021’de Türkan; kozmosla olan ahengimizi keşfetmemiz ve her an üzerimizde taşıyabilmemiz için doğuyor.
Türkan Fragrances’ın varolduğu kategori niş koku kategorisi olarak geçiyor. Ve böylelikle ezber bozan bir marka yaratmak için kolları sıvıyorlar. Birinci koleksiyon Cologne du Parfumeur’le başlıyor. Bu koleksiyona eşlik eden sıradışı isim, özgün kokular, kategorisinin çok üzerinde esans oranı ve tamamı özel tasarım olan ikonik bir şişeyle 2021 Kasım’da lansmanı yapılıyor.
Cologne Du Parfumeur; parfüm esanslarından oluşan kokuların kalıcılığı parfümle kolonya ortasında yer alıyor. Bu kategoride 4 farklı koku 2 farklı uzunlukla yer alıyor. Bu koleksiyonda yesyeni bir kullanım biçimi ortaya koyarak yalnızca klasik boyun ve bilek içi değil, bedeninizin saçlar dahil her yerinde istenilen sıklıkta özgürce kullanılabilecek cilt dostu bir eser yaratılıyor. Kokuları tasarlarken klasik kategorilerde gitmek yerine tabiata en yakın, tabiatın özlerinden insanın özüne ve cildine en yakışan notaları seçmeye itina gösteriliyor.
İkinci niş koleksiyon için ise Extrait De Parfum kategorisi… Bu koleksiyonda Fransız parfüm tasarımcılarıyla da iş birlikleri görüyoruz. Fakat Türkan özünden ödün vermeden yiğit esans, renk, doku ve tasarım tercihleriyle tüm duyularımıza hitap eden eserlerle, büyüme sürecinde de özgün ve farklı kalabilmeyi başarıyor.
Türkan’da her kokunun bir kıssası, bir sayısı ve buna eşlik eden bir tasarım dünyası var. Her kokunun bir ismi var zira bir kokunun yalnızca çağrıştırdığı şeyler dışında üzerinde taşıdığı, yaydığı farklı esansların sahibinde tetiklediği hisler da olduğuna inanıyor.
Türkan için tıpkı kokular üzere, her sayının da bir gücü ve bulunduğu alanı etkileyen güçlü bir ruhu var. Pekala, her bir kokunun da rakamsal bir karşılığı olabilir mi? Pisagor’a nazaran; hislerimizi, karakterimizi, öz benliğimizi, duruşumuzu hatta bahtımızı bile matematik yani sayılar belirler. Hayatımızdaki sayıların her birinin bir manası, bu manaları deşifre edebilmenin ise zımnî formülleri vardır. Türkan’da kokunun yaşattığı hisleri, çıkardığı seyahatleri, sürüklediği kıssaları, geldiği özleri, yansıttığı o öz kimliği tabir eden bir de sayısı var.
Görsel dünyada ve öykülerinde, efsanelerden aldıkları ilhama öykünüyorlar ve geçmişten günümüze uzanan güçlü bir aşk kıssasına şahit oluyoruz. Koleksiyonlar cinsiyetsiz olarak çıkıyor karşımıza. Mitolojik karakterler ve mistik bildiriler gizli görsel dünyasında… Buradaki aşk, bayanla erkeğin aşkı mı? Yoksa özümüze döndüğümüz, cildimizle başlayan, tabiatla buluşarak devam eden, bizi kendimize keşfe davet eden bir öykü mi izliyoruz? Bu aşk, yaşadığımız içsel bir serüvene ve öz benliğimize sevgiyi mi söz ediyor?
