İsmi, hami olan savaş tanrıçası Athena’dan gelen, kozmopolit ve çağdaş bir kent olan Atina, antik çağlardan beri en değerli niyet, kültür ve ticaret merkezlerinden biri olmuştur. Seyahat Influencer’ı Hasret Avcıoğlu, kentin şimdiki çekim merkezlerini Elle için kaleme aldı.
Özlem Avcıoğlu
YENİ AKROPOLİS MÜZESİ
Atina’nın en etkileyici müzelerinden biri Bernard Tschumi’nin tasarladığı ve 2009’da açılan Yeni Akropolis Müzesi. Cam ve beton ile tasarlanmış 21 bin metrekarelik müze, 1874 yılında, Parthenon Tapınağı’nın yanında Acropolis’in taşlarının üzerine yerleştirilerek yapılan eski küçük binanın yerini alacak şekilde inşa edilmiş. Beş katlı müze eski müzenin 10 katı kadar büyüklüğünde ve 2600 yıllık parçaların da yer aldığı dev bir koleksiyona sahip.
KOLONAKİ
Şehrin çağdaş yüzünün ve en şık insanlarının görülebileceği, portakal ağaçlarıyla dolu bir semt… Dizayncı butikleri, dünya markalarının mağazaları, kitapçıları, bar ve restoranlarıyla Kolonaki, alışveriş ve lüks yaşam severlerin kesinlikle görmesi gereken bir yer. Burada yer alan ID Concept Store’u özellikle tavsiye ederim. Yeniden Kolonaki’de bulunan Queen Bee dünyanın en yeterli kahvaltı edilecek yerlerinden biri. Sophia Loren ve Anthony Quinn’in de müdavimi olduğu tarihi Athénée Athens 1939’dan beri popüler bir restoran. Gece eğlencesi için canlı müzik de olan Asya mutfağı sunan Woowoo ve şehrin Lucca’sı olarak tanımlayabileceğim Zurbaran yeniden Kolonaki’de.
ÇOK YENİ!
Yeni açılan yerlerden biri Renzo Piano tarafından tasarlanan ve içinde Yunanistan Ulusal Kütüphanesi ve Yunan Ulusal Operası’nın bulunduğu Stavros Niarchos Kültür Merkezi. Merkezin en zirvesinde bulunan Delta Restaurant Kois Architects tarafından tasarlanmış. Restoran, ‘fine dining’ yemekleri, tek parçadan oluşan altın bar bölümü ve yüksek tavanlarından sarkan çiçekleri ile yemek yemeseniz de barına giderek bir içki içmeniz gereken yerlerden biri.
YAŞAYAN TARİH
Şehrin en ünlü binasını ziyaret etmeden dönmek olmaz. Şehrin merkezinde ve deniz düzeyinden 150 metre yükseklikte bir zirvede yer alan Akropolis, eski dönemlerinden beri kale ve tapınak olarak kullanılıyordu. Buradaki yapıların en ünlüsü eski Yunan’da kentin koruyucusu sayılan Tanrıça Athena’nın baş tapınağı olarak inşa edilen, dev sütunlarla çevrili, dikdörtgen biçimindeki Parthenon Tapınağı. Bir diğer görülmeden dönülmemesi gereken yapı ise Panathinaiko Stadyumu. MÖ 330 yılında inşa edilen stadyum, Herodes Atticus tarafından 1896’da birinci Olimpiyat Oyunları’na konut sahipliği yapmak üzere restore edilmiş. O tarihten beri de Olimpiyat ateşi bu stadyumda yakılıyor ve dünyayı dolaşıyor. Tamamı beyaz mermerden yapılan tek stadyum olan Panathinaiko vakitsiz bir yapı.
Parthenon Tapınağı
Panathinaiko Stadyumu
SAYFİYE HAVASI
Merkeze 30 dakika uzaktaki sayfiye bölgesi olan Glyfada Beach sokakları alışveriş yapmak isteyenleri, kum plajı da güneşlenmek isteyenleri memnun edecektir. Burada bulunan Pere Ubu, Atina’nın en lezzetli restoranlarından biri. Blends’de Greek frappe içmeyi unutmayın!
Glyfada Beach
SANATA NEON DAMGASI
Atina’ya giderseniz görmeden dönülmemesi gereken yer, 2013’te açılan çağdaş sanat merkezi Neon. Eski Tütün Fabrikası ve eski Yunan Parlamentosu restore edilerek kurucusu koleksiyoner ve girişimci Dimitris Daskalopoulos tarafından açılan Neon, sadece bir standa mesken sahipliği yapmakla kalmıyor, hükümetle işbirliği içinde bir kültürel program da yürütüyor. Biz gittiğimizde Kutluğ Ataman’ın yapıtları de sergileniyordu.
NEREDE KALMALI?
Otel olarak Atina’da her zevke ve bütçeye göre seçenekler var. Klasik sevenler için şehrin merkezindeki Hotel Grand Bretagne, tasarım sevenler için Plaka bölgesindeki Campana Brothers tarafından tasarlanan New Hotel, her yere yakın olsun diyenlere Kolonaki’deki Priscope’u öneririm. Bahar ve yaz ayları için en ülkü otel ise, Atina şehir merkezine 30 dakika arada Astir Beach’de bulunan Four Seasons Astir Beach. Çok güzel bir plaja sahip olan otelin içinde Paris’teki ünlü Beef Bar ve Nobu da var.
Yazı: Hasret Avcıoğlu
ELLE Türkiye Şubat 2022 sayısından alınmıştır.