Kabine toplantısının akabinde açıklamalarda bulunan AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Bizim ülkemizde teknik manada enflasyon değil fiili bir hayat pahalılığı sorunu vardır” açıklamasını yaptı. “Bu iktidar faizi artırmayacak” diyen Erdoğan, “Tam bilakis biz, faizi düşürmeye devam edeceğiz” tabirlerini kullandı. Erdoğan, 3600 ek gösterge ile ilgili, “Tüm memurlarımızın ek göstergelerinde 600 puanlık bir yükseltmeye gitmeyi kararlaştırdık” açıklamasını yaptı.
AKP Genel Lideri ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, faizi düşürmeye devam edeceklerini belirtti. Enflasyon ile ilgili de konuşan Erdoğan, “Bizim ülkemizde teknik manada enflasyon değil fiili bir hayat pahalılığı sorunu vardır” ddiye sav etti.
Kabine toplantısının akabinde Erdoğan, açıklamalarda bulundu.
Enflasyon ile ilgili açıklamalarda bulunan Erdoğan, “Enflasyon bir sorun mudur? Evet, bir problemdir. Ama Türkiye’nin meselelerinin asıl sebebi tek başına bu başlık mıdır? Kesinlikle değildir” dedi.
“Bu iktidar faizi artırmayacak” diyen Erdoğan, “Tam bilakis biz, faizi düşürmeye devam edeceğiz” tabirlerini kullandı.
3600 ek gösterge ile ilgili açıklamalarda bulunan Erdoğan, “Kamu çalışanları lehine bir fedakarlıkta bulunarak, tüm memurlarımızın ek göstergelerinde 600 puanlık bir yükseltmeye gitmeyi kararlaştırdık” diye konuştu.
Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
“İKLİM KANUNU’NUN HAZIRLIKLARINA BAŞLADIK”
İklim Kanunu’nun hazırlıklarına başladık. Güçten güneşten, rüzgara yenilenebilir kaynaklara yatırımları daha da arttırıyoruz.
Pak ulaşım ağını genişletiyor, demiryolu ve denizyolu nakliyatını teşvik ediyoruz. Atık idaresinde sıfır atık seferberliği ile geri kazanım olayını yüzde 60’lara çıkarmayı planlıyoruz.
Türkiye’nin geldiği yol bilhassa bunu yol ayrımı olarak kabul edecek olursak iktisat programı olmuştur. Bütün dünyaları faiz, enflasyon, kur bağından ibaret olan kesin inançlılar, ülkemizin yatırım, istihdam, üretim, ihracat cari fazla yoluyla büyüme stratejisini anlamaya bile çalışmamıştır. Enflasyon bir sorun mudur? Evet, bir sıkıntıdır. Ama Türkiye’nin meselelerinin asıl sebebi tek başına bu başlık mıdır? Kesinlikle değildir. Şayet o denli olsaydı geçmişte çok kere uygulanan enflasyon merkezli iktisat programları ile sorun çözülmüş olurdu.
Türkiye iktisadını aşikâr çizginin üzerine çıkartmayarak yüksek faizle yıllarımız heba edilmiştir. Bu kısır döngünün birinci adımı enflasyonun tarifi ile başlıyor. Batının iktisat mecralarına göbek bağıyla tabi olanlara nazaran enflasyon insanların ve kamunun çok tüketiminden kaynaklanıyor.
Tüketimi azaltıp, fiyatları düşürmek olarak düşünülüyor. Burada kazanan kim? Tuzu kuru bir kesim. Dışarıdan gelen sıcak para sahibi onlar. Ucuzlaya döviz sebebiyle ülkeyi yabancı tüketim eserlerin pazarı haline getiren ithalatçıları unutmamak lazım. Pekala kaybeden kim? İşsiz ve aşsız kalan, umutları törpülenen milyonlar.
Bizim ülkemizde teknik manada enflasyon değil fiili bir hayat pahalılığı sorunu vardır. Yaşananlara enflasyon diyebilmemiz için kamunun harcama disiplininin kaybolması demektir. 19 yıldır üzerinde hassasiyet gösterdiğimiz husus bütçe sistemidir.
Bizim devrimizde hem konutu hem arabası olan kişi sayısı yaklaşık 3 kat arttı. Vatandaşlarımızın borçları da özel bölümümüzün borçları da ulusal gelirle oranlanarak öbür ülkelerle karşılaştırıldığında çok düşük düzeylerde. Faizi artırarak zengini daha güçlü yoksulu daha yoksul yapacak emperyalist finans kurumlarının dayatması iktisat reçetelerini bir kenara bıraktık. Yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazla yoluyla büyüme temelli iktisat programımızı uygulamaya başladık.
Bu programla insanlarımızın canını yakan, hayatını zorlaştıran fiyat artışlarını nasıl engelleyeceğiz? Olağan kaidelerde üretim azlığı, talep fazlalığı sebebiyle fiyat artışları ortaya çıkar. Bizde talep kaynaklı fiyat artışından kelam edilemez. Üretim tarafında üstesinden gelinemeyecek rastgele bir kahırla karşı karşıya değiliz.
Sorunun bir tarafında vatandaşlarımızın bir kısmının tasarruflarını hala döviz cinsinden yapmaktaki ısrarı var. Başka tarafta büyüyen ekonomimizin gerektirdiği ithal ve global ağların ortaya çıkardığı döviz talebi var. Bunun için vatandaşlarımıza kur muhafazalı mevduat üzere, konut kredisi üzere, tasarruflarını kendi paramıza kaydıracak alternatifler sunuyoruz.
FAİZ BİLDİRİSİ
İhracatı teşvik ederek, turizmi destekleyerek ülkemize döviz girişini hızlandıracak yeni formüller geliştiriyoruz. İhracatlarımız her ay rekor kırarak kendilerine olan inancımızı boşa çıkarmıyorlar. Güç fiyatlarındaki fahiş artışların ithalatımızdaki bozulmayı bir kenara bıraktığımızda cari fazlaya geçtiğimizi söyleyebiliriz.
Gelişmiş ülkelerinin tamamında ödemeler istikrarında ağır sancılar yaşanırken biz hepsinden daha düzgün durumundayız. Bu ülkelerin merkez bankası bilançoları neredeyse ulusal gelirlerin yüzde 40’ına dayandı. Kimse bizden şunu beklemesin; Bu iktidar faizi artırmayacaktır. Tam tersine biz, faizi düşürmeye devam edeceğiz. Benim derdim bu ülkede yatırımcı birinci derecede kamu bankalarıyla buna şayet özel bölüm bankaları da dahil olursa düşük faizle sağladığı krediyle yatırıma gitsin.
Bununla istihdam sağlayalım, üretimi, ihracatı arttıralım ve bununla büyümeyi sağlayalım. Bu hayli işsizlik de daha da azalacaktır. Çin ve Japonya’nın nakdî genişlemeye, faiz indirime gitmelerinin paralarına şuurlu olarak bedel kaybettirmelerin sebebi bu fırtınadan kaçma gayretidir.
Fiyatları izahı mümkün olmayan bir halde artan eserlerinin üretimlerini teşvik ederek, tedarikini kolaylaştırararak stokçuların oyununu bozacağız. Ekonomik istikrar ile finansal istikrar konusunda önemli bir kasvetimiz bulunmuyor. Fiyat istikrarını aldığımız önlemlerin yanısıra cari fazlayı arttırarak sağlamayı planlıyoruz.
3600 EK GÖSTERGE DÜZENLEMESİ
Kamu çalışanları lehine bir fedakarlıkta bulunarak, tüm memurlarımızın ek göstergelerinde 600 puanlık bir yükseltmeye gitmeyi kararlaştırdık.
Yardımcı hizmetler sınıfındakiler dahil, ülkemizdeki 5,3 milyon kamu görevlimizin tamamı, önümüzdeki yılbaşından itibaren bu düzenlemeden yararlanacaktır.
Genel müdür yardımcılarının ek göstergeleri 3 bin 600’den 4 bin 400’e, şube müdürü, ilçe müdürü düzeyindeki yöneticilerin 2 bin 200’den 3 bine çıkacak.”
Ek gösterge ile memur maaşlarında küçük artış olsa da emekli ikramiye ve maaşlarında önemli kazanımlar getiriyor. Ek göstergesi 3600’e çıkan 30 yıllık memurun emekli aylığı 1234 ile 1391 lira ortasında, emekli ikramiyesi de 44 bin ile 50 bin 150 lira ortasında artacaktır. Düzenlemenin yürürlüğe gireceği yılbaşına nazaran çok daha yüksek düzeylerde gerçekleşecektir. Kamu görevlilerin maaşlarına da yansıtılacaktır. Mülki yönetim amirleri başta olmak üzere özlük haklarıyla ilgili makas uygunlaştırıcı düzenleme ile gerçekleştireceğiz. Ek göstergenin iyi olmasını diliyorum.
Güçte dışa bağımlılığı azaltmak kapsamında güç verimliliğine büyük değer veriyoruz. Ülkemizdeki yapı stoğunun büyük kısmının yalıtımsız olması gereğinden fazla güç kullanımına yol açıyor. Yalıtım için yeni çalışma başlatıyoruz. Binaların yalıtım çalışmasında kullanılmak üzere daire başına 50 bin lira 60 ay vadeli 0,99 faizle kredi imkanı getiriyoruz. Hem aile bütçesine hem devlet bütçesine olumlu katkısı olacağına inandığım bu paketle ilgili ayrıntılar ilgili bakanlıklar tarafından kamuoyuna açıklanacak.
Toplumsal yardımlar konusunda müjde vermek istiyorum. Bu yıl toplumsal yardım bütçemizi ek programlarla güçlendiriyoruz. Bu kapsamda aile takviyesi ile ekonomik manada dezavantajlı ailelere yönelik 15 milyar liralık yeni paketi devreye alıyoruz.
Birgün
