Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, NATO Savunma Bakanları Toplantısı’nın akabinde bir ortaya geldiği gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Akar’ın gündeminde İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya üyelik başvurusu vardı.
“NATO’nun genişlemesini, hassasiyetlerimize gösterilecek hürmet oranında değerli buluyoruz” diyen Akar, iki ülkenin teröre verdiği dayanağa vurgu yaptı.
Akar şunları kaydetti:
“İttifak üyesi bir ülkeye saldıran, güvenlik güçlerini şehit eden, suçsuz insanlarını katleden teröristleri görmezden gelen bir anlayış, dostluk ve ittifak ruhu ile uyuşmaz. İsveç ve Finlandiya’nın terör örgütlerine siyasi, finansal takviye sağlaması, silah yardımı yapması, oraların terör yuvasına dönüşmesi NATO için de bir tehdit. Irak’ın, Suriye’nin kuzeyindeki teröristlerin ülkemize yönelik akınlar gerçekleştirdikten sonra kaçıp bir sığınak olarak bu ülkelerde kalması kabul edilebilir mi? Bu ittifak ruhuna uyar mı, bu türlü bir müttefiklik olur mu?”
“EN BÜYÜK ÇABA TERÖRLE”
NATO’nun, en büyük gayret alanı terörizm olan bir güvenlik örgütü olduğunu söyleyen Akar, “NATO’nun kuruluş unsurları, bölgesel ve global istikrar ve güvenlik için her türlü terör örgütü ile çabayı gerektiriyor. Bu bahiste iş birliği ve dayanışmayı kaide koşuyor” diye konuştu.
KIRMIZI ÇİZGİ NASIL İŞLEYECEK?
Tahıl başta olmak üzere çeşitli yiyecek unsurları ile yüklü gemilerin Ukrayna limanlarından sevkine yönelik var olan önemli sorunların tahlili için çalıştıklarını belirten Akar, şu açıklamalarda bulundu:
“Limanlardaki 15 gemimizin tahliyesine yönelik çalışmalarımız sürüyor. Hem Ukrayna hem Rusya ile görüşüyor tıpkı vakitte BM ile de temaslarımızı sürdürüyoruz. Bununla ilgili Ukrayna, Rusya ve Türkiye savunma bakanlıklarından birer general belirledik. Rus general ile birinci toplantı 1 Haziran’da gerçekleştirildi. 4 Haziran’da da BM temsilcisi ile görüşme gerçekleştirildi.”
“Kırmızı sınır denilen şey bu ve daima kullanılıyor” diyen Akar, şöyle devam etti:
“Tahılın ve tarım eserlerinin en süratli ve inançlı halde adreslerine ulaşması için çalışmalar devam ediyor. Bu durum tüm dünyayı etkiliyor. Bununla ilgili yavaş da olsa bir noktaya gelindi. Önümüzdeki günlerde olayları daha da süratli geliştirme fırsatı bulacağımızı düşünüyoruz. Rusya, Ukrayna, BM, Türkiye toplantısını yaparak bu işin hızla çözülmesini sağlamak için çalışıyoruz. BM’nin bu hususta bir planı var. Sorunun tahliline yönelik kolaylaştırıcı rolümüze devam ediyoruz.”
MONTRÖ VURGUSU
Tüm bu çalışmalar yapılırken Montrö Mukavelesi’nin aşındırılmamasının kıymetine vurgu yapan Akar, “Bölgesel sahiplik unsuru, kıyısı olan ülkelerin duruma hakim olması kapsamında buradaki istikrarın bozulmamasını istiyoruz. Burada istikrar bozulursa olayların denetimden çıkma mümkünlüğü çok yüksek. Karadeniz’i bir rekabet ortamına dönüştürmeyelim.” dedi.
