Öksüz: Üreticiyi ithalata karşı korumak gerek

Ahmet Öksüz, “İhracattaki artış, ülkemize döviz kazandırmak bizim ulusal sorumluluğumuz. Lakin ithal eserler konusunda kesimimiz haksız rekabetle karşı karşıya. Pandemi sürecinde üreticilerimiz iplik ve kumaş kesiminde çok büyük yatırımlara imza attı” dedi.

Türkiye’de dokuma dalı üretiminin 49 milyar dolarlık büyüklüğe ulaştığını, buna hazır giysi bölümü de eklendiğinde toplam büyüklüğün 78 milyar dolar düzeylerine geldiğini tabir eden İstanbul Dokuma ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği (İTHİB) İdare Şurası Lideri Ahmet Öksüz, “Pandemi sürecinde üreticilerimiz iplik ve kumaş bölümünde çok büyük yatırımlara imza attı. Bu kadar büyük yatırımların yanında üretim maliyetlerinin artması ve dampingli eserler sebebiyle dokumacılık kesiminde ithal eserlere uygulanan vergiler düşük kaldı. Bu da ithalatın rekor düzeyde artmasına neden oldu. Bu sıkıntılar karşısında acil tedbir alınması gerekiyor. Şayet tedbir alınmazsa üretimde düşüş yaşanması kaçınılmaz olacak. Türk sanayicisi, ne kadar güçlü bir üretim altyapısına sahip olursa, ne kadar çok desteklenirse ülke de o kadar güçlü olur. Birbirinin ayrılmaz kesimi dokumacılık ve hazır giysi dalları de bunun en somut göstergesi. Hazır giysi bölümü dokuma dalıyla, dokumacılık bölümü hazır giysi kesimiyle güçlü. Bu entegre üretim zincirini bozmamamız gerekiyor.” dedi.

Türk dokumacılık dalının çatı kuruluşu İstanbul Dokuma ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği (İTHİB), Kahramanmaraş’ta bir ortaya geldi. İTHİB İdare Şurası Lideri Ahmet Öksüz ve idare şurası üyelerinin iştirakiyle gerçekleşen tertipte bölümün bugünü ve geleceği değerlendirildi.

Türkiye’de dokuma üretiminin çağdaş altyapısı ve entegre üretim gücüyle dünyada sayılı ülkeler ortasında yer aldığını söz eden İTHİB İdare Konseyi Lideri Ahmet Öksüz, dokuma dalının tüm alt eser kümelerinde güçlü üretim ve ihracat ağına sahip olduğuna dikkat çekti.

Sektörün güçlü üretim yapısı ile farklılaştığını lisana getiren İTHİB Lideri Öksüz, kelamlarını şöyle sürdürdü: “2021 yılında dokuma bölümünün üretimi 49 milyar dolara ulaştı. Bu sayının daha net anlaşılabilmesi için geçmiş yıllara da bakmak gerekir. 2017’de dokuma dalının üretim kıymeti, 38,6 milyar dolar, 2018’de 38,2 milyar dolar, 2019’da ise 38,1 milyar dolardı. Pandemi tesirlerinin en güçlü biçimde hissedildiği 2020’de ise bu data 36 milyar dolara kadar geriledi. 2021 yılında ise Türkiye’nin rakip ülkelerden olumlu ayrışmasıyla birlikte üretim 49 milyar dolara kadar yükseldi. Kelam konusu yıllar içinde hazır giysi dalının üretimi de yükseliş gösterdi. Hazır giysi dalı 2021’de ise 29 milyar dolarlık üretim gerçekleştirdi. Böylelikle 2021 yılında dokuma ve hazır giysi kesiminin üretim kıymeti 78 milyar dolara yükseldi. Dokumacılık kesimi 49 milyar dolarlık üretim bedeli ile imalat endüstrinin üretiminin yüzde 8,5’ini oluştururken, dokumacılık ve hazır giysi kesimlerinin sanayi üretiminden aldığı hisse yüzde 13,5 oldu. Dokuma ve hazır giysi bölümü imalat sanayi istihdamının da yüzde 25,8’ini oluşturdu.”

Böyle güçlü bir üretim yapısına sahip olan kesimin ithal eserler karşısında haksız rekabetle baş başa kaldığına vurgu yapan Öksüz, “İhracattaki artış, ülkemize döviz kazandırmak bizim ulusal sorumluluğumuz. Lakin ithal eserler konusunda kesimimiz haksız rekabetle karşı karşıya. Pandemi sürecinde üreticilerimiz iplik ve kumaş bölümünde çok büyük yatırımlara imza attı. Bu yatırımlar sayesinde üretim kapasitesi yükselirken, ihracatın artışı noktasında da büyük yarar sağladı. Türk üreticiler bu derece büyük yatırımlara imza atarken, dampingli eserlerin ülkemize çok ağır bir halde giriş yapması ve ithal eserlere uygulanan ek gümrük vergilerinin düşük kalması üreticilerimizi güç durumda bıraktı. Yaşanan bu durum yerli üretim yapan firmaların haksız rekabetle karşı karşıya kalmasına sebep oldu. Yerli üretici maliyet baskısıyla üretime devam etmeye çalıştı. Bu esnada ithalatta da rekor düzeyde artış yaşandı. İthalatın rekor düzeyde artmasının çeşitli nedenleri var. Bunların en başında bilhassa Asya Ülkelerinin dampingli ihracat yapması geliyor. Birebir vakitte menşe sapması nedeniyle yerli üreticiyi koruyan tedbirler de etkisiz kılınıyor. Şayet bu meseleler karşısında acil tedbir alınmazsa 78 milyar dolarlık dev bir büyüklüğe ulaşan üretimde düşüş yaşanması kaçınılmaz olacak. İplik dalı %5 – 8 ortasında Ek Gümrük Vergileriyle korunuyor. Ek Gümrük Vergisi uygulanan tüm eserler içerisinde en az korunan eser kümesi maalesef pamuk ipliği bölümü. Ek Gümrük Vergisi ortalaması tüm dallar içerisinde %25 düzeylerinde. Bu çerçevede dokumacılık dalının en kıymetli hammaddelerinden biri pozisyonundaki pamuk ipliği dalının ek gümrük vergilerinin artırılması en kıymetli beklentilerimiz ortasında yer alıyor. Türk sanayicisi ne kadar güçlü üretim altyapısına sahip olursa, ne kadar çok desteklenirse ülke de o kadar güçlü olur. Ticaret Bakanlığımız da hususa çok titizlikle yaklaşıyor. Bu kapsamda Ticaret Bakanlığımız sık sık bölümümüzle bir ortaya geliyor, artan haksız rekabete karşı birlikte tahlil teklifleri arıyoruz.

2022’de ihracat tüm süratiyle devam ediyor

Sektörün güçlü üretim altyapısı ile hala ihracatı arttırmayı başardığına dikkat çeken Öksüz, ihracat dataları hakkında da değerlendirmeler yaptı. Öksüz, şu sözleri kullandı: “Tekstil kesimi olarak tek pazara odaklı değiliz. İhracat yapımız sayesinde hem Avrupa Birliği Ülkelerinde hem de dünya genelinde avantajlı pozisyona sahibiz. 2021 yılında 200 ülke ve bölgeye ihracat gerçekleştirdik ve dokumacılık dalı olarak 12,9 milyar dolarlık ihracatla Cumhuriyet tarihi rekoru kırdık. Dünyada yaşanan enflasyon krizi ve savaşa karşın dokuma Ocak-Ağustos periyodunda tu?m vakitlerin en yu?ksek do?nemsel ihracat sayısına ulas?tı. Geçtiğimiz yılın birebir devrine nazaran yüzde 7,5 artış? sağlayarak 8,7 milyar dolar ihracat gerc?ekles?tirdi. Yılın birinci 8 ayında en fazla dokumacılık ihracatı go?sterdig?imiz ülkeler sırasıyla yüzde 18,2 artışla İtalya, yüzde 1,5 artışla Almanya ve yüzde 12,9 artışla ABD oldu. Hem güçlü altyapımız hem de pazar çeşitliliğimiz sayesinde 2021 yılındaki güçlü ihracat artışımızı 2022 yılında 15 milyar dolar pahasında ihracatla güçlendirmeyi hedefliyorduk. Lakin 2002 yılındaki düzeyinin de altına inen euro/dolar paritesi son 20 yılın en düşük düzeyini gördü. Paritenin bu biçimde olması dolarla ithal edip Euro ile ihraç eden Dokuma kesimimize ek yük oluşturması kuvvetle mümkün gözüküyor. Dokumacılık bölümü olarak ihracatımızın %52’sini euro bazında yapıyoruz. Bununla birlikte Euro’daki kıymet kaybı AB’nin üretim maliyetlerini de artıracağı için Avrupa’da yaşanabilecek sakinlik, dokumacılık kesimi ihracatımız için kırılganlığı artıracak potansiyele sahip. Bu çerçevede 2022 yılı ihracat gayelerimizi bir ölçü aşağı istikametli revize ettik. Euro / dolar paritesindeki kırılganlığın azaltılması için de anlık tedbirler değil; kalıcı tahliller bulunması gerekiyor. Bu çerçevede daha katma pahalı eserler üretmeye odaklanılması en değerli önceliğimiz olmalı.